'Ne Yaparsam Yapayım Olmuyor' Diyen O Kişi Misin?

Ne doğru düzgün ilişki yaşayabiliyorum, ne işimde başarılı olabiliyorum. Arkadaşlar desen, bir varlar bir yoklar. Geçen gün sözleştik, yine son dakika iptal ettiler. Hayır hata bende mi? diye düşünmüyor değilim bazen. Ama hayatım boyunca hep 'iyi bir insan' olmaya çalıştım. Aslına bakacak olursanız, insanları incitmekten öylesine korkan biriyimdir ki, hiç sorun çıkartmam, genelde onlara uyum sağlamaya çalışırım. Ama bazen etrafımda kimsenin olmadığını görüyorum, ne istiyor bu insanlar benden inanın hiç çözemiyorum.

Sahi, bunları açık yüreklilikle söyleyen bir kişiden ne ister insanlar? diye düşünebilirsiniz. Haklısınız da aslında. Baktığımız zaman, aslında keşke benimde hayatımda böylesine beni anlayan, işinde başarılı olmak isteyen, güvenilir birisi olsaydı keşke dediğinizi duyar gibiyim. Bence herkes ister böylesine güvenilir bir liman. Fakat o güvenilir limanın inşası biraz zaman almazsa, bir bakmışsınız birden oluşuveren bir liman olmuş ise, işte bazen kıymet bilmeyen insanlara da denk gelmiş ise o liman, asla kendisini başarmış hissedemez.

Neden diyecek olursanız, isterim ki biraz hayatın alma ve verme dengesinden bahsedelim. Hayatın görünmeyen bir terazisi var bence. Özellikle ilişkisel boyutta. İster buna aşk deyin, ister iş, ister arkadaşlık ilişkisi. Eğer kendinizden çok fazla ödün veriyorsanız, ve kendinizin 'kim' olduğunun farkında değilseniz 'Ne Yaparsam Yapayım Olmuyor!' diyebilirsiniz.

Bazılarımızın hayatta bazen sadece iyi insan olmak uğruna vazgeçtiği çok önemli bir şey vardır. İyi insandan önce, kendisi olmak. Evet yanlış okumadınız, kendisi olmak. Bazen kim olduğunu, nerelerden geçtiğini, nasıl bu noktaya geldiğini unutur ve kendini sadece dünyaya iyilik yapmaya adar. Ve bu iyilikler karşısında yeterince haz alamaz ve narsiszmi okşanmaz ise, dünyanın adaletsiz bir yer olduğuna inanır. Haklıdır da, dünya çokta adaletli bir yer değildir. Fakat unuttuğu bir nokta vardır. O da, dünyanın adaletini kendi içerisinde kendisinin sağlayabileceğinin farkındalığında olmaktır. Ne demek bu?

Böylesine uzun bir cümle biraz kafa karıştırıcı haklısınız.

Demek istiyorum ki, insanlardan aldığınız kadar emek vermek. Dünyaya iyilik yapmak için gelmediğinizi anımsamak, dünyada her daim iyilerin, iyiler ile karşılaştığı yanılgısına kapılmamak ve kendinizin kim olduğunu keşfederek kendinize dair olumlu inançlarınızı pekiştirmek/ fark etmek.

Ne olacak bunları yapınca, hadi yaptım diyelim diyorsanız eğer; bir kere inanın bana dünya sizler için daha adaletli bir yer haline dönüşecek. Çünkü kim olduğunuzu fark ettikçe, sadece hayatınızda var olmaya değer kişileri yaşamınıza dahil edeceksiniz. Kim olduğunuzu fark ettikçe, belki ayrılmanız gereken işler/arkadaşlar/romantik ilişkiler olacak. Ve size daha iyi gelenler ile birlikte olacaksınız.

Sizce de tüm bu kazanımlar yeterli olmaz mı? :) Sonuçta, hayat durağan bir yer değil. Bir şeye inanmanız demek onun gerçek olduğu anlamına da gelmez. Ama kurban olmayı seçerseniz, kendiniz için iyi olanı tercih etmezseniz, yine başladığınız yerer döneriz. 'Ne yaparsam yapayım, OLMUYOR.!